TUĞÇE SABRİYE AYDIN

Antalya’da bir çiftçi ailenin kızı olmasından mütevellit, yeşilin içinde büyüyen bir insan olarak üniversite için İstanbul’a ilk geldiğinde ilk şaşırdığı şey, üst üste binalar oldu. Neyseki İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt Kampüsü’nde öğrenim gören Tuğçe yeşile bir şekilde kavuştu. Okuma ve araştırma dürtüsüyle üniversite sıralarındayken reklamcılığın strateji tarafına merak saldı.
İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun olmadan ise daha lisans eğitiminin son yıllarında reklam ajanslarında yer bularak, banka, yeme-içme, otomotiv olmak üzere pek çok sektörden marka ile çalışma imkanı buldu. Sektöre ise ilk adımını Alametifarika’da atarak Toyota Türkiye, Lexus, Garanti BBVA, Bonus, Ülker, Pınar, Domino’s, Falım, Lassa, Fuzul ve BİM markalarıyla çalıştı.
Dijital fotoğraf makineleri ya da telefonlarla aynı kareyi binlerce defa fotoğraflamak yerine analog fotoğrafçılığın tek bir karesinin değerini seviyor. Şimdi Eminönü’nde bulması güç olsa da onun mini bir 35mm film koleksiyonu mevcut. Her gittiği yerden mutlaka bir anıyla dönmezse oraya gitmemiş sayıyor. İmkanı olsa her yere yürümeyi tercih eder, hele ki yol güzelse.
Oynamasa da tenis meraklısı, iyi bir takipçisi.